Gezilecek Yerler

Türkiye’nin Tarihi Güzellikleri-En Güzel Yerler

Türkiye, binlerce yıllık zengin tarihi, benzersiz kültürü ve büyüleyici doğal güzellikleri ile her köşesi keşfedilmeyi bekleyen bir cennet. Anadolu toprakları, Hititlerden Osmanlı’ya kadar uzanan geniş bir medeniyet yelpazesini barındırırken, her bir taşında farklı bir hikaye saklıdır.

Bu rehberimizde, Göbeklitepe’den Efes’e, Ani Harabeleri’nden Sumela Manastırı’na kadar Türkiye’nin en görkemli tarihi güzelliklerini keşfedeceğiz. Bu yerler, sadece görsel bir şölen sunmakla kalmayıp, aynı zamanda ziyaretçilere bu toprakların köklü tarihini ve kültürünü de hissettiriyor.

Efes Antik Kenti

Efes Antik Kenti

Efes, İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan ve antik çağlardan günümüze kadar uzanan zengin bir tarihe sahip olan dünyaca ünlü bir arkeolojik alandır. Artemis Tapınağı ile ünlü olan bu kent, bir zamanlar dünyanın yedi harikasından birine ev sahipliği yapmıştır.

Efes Antik Kenti, tarih öncesi dönemlerden başlayarak Roma İmparatorluğu dönemine kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Ziyaretçiler, Celsus Kütüphanesi, Büyük Tiyatro ve Hadrian Tapınağı gibi etkileyici yapıları keşfederken, antik dünyanın bu önemli ticaret merkezinin atmosferini hissedebilirler.

Aspendos Tiyatrosu, Antalya

Aspendos Tiyatrosu, Antalya

Antalya’nın Serik ilçesinde yer alan Aspendos Tiyatrosu, Roma döneminden kalma ve hala kullanımda olan en iyi korunmuş antik tiyatrolardan biridir. Mimar Zenon tarafından 2. yüzyılda inşa edilmiş olan bu yapı, 15.000 kişilik oturma kapasitesi ile dikkat çeker.

Aspendos Tiyatrosu’nun akustiği, günümüz teknolojilerine meydan okurcasına mükemmeldir; sahnede konuşulanlar, en üst sıralardaki izleyicilere bile net bir şekilde ulaşabilir. Her yıl düzenlenen Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali, bu tarihi mekanın büyüsünü sanatla buluşturarak ziyaretçilere unutulmaz anlar yaşatır.

Olympos Antik Kenti

Olympos Antik Kenti

Antalya’nın Kumluca ilçesinde bulunan Olympos, mitolojik hikayeleri ve doğal güzellikleriyle bilinen bir antik kenttir. Likya uygarlığının önemli şehirlerinden biri olan Olympos, tarihi kalıntılarının yanı sıra çevresindeki yemyeşil doğası ile de ünlüdür.

Kent, adını yanında bulunan Tahtalı Dağı’ndan alır ki antik çağlarda bu dağ Olimpos Dağı olarak bilinirdi. Olympos’un bir diğer ilgi çekici yönü de Yanartaş (Chimaera)’dır; burada yerden çıkan doğal gaz kaynakları sürekli olarak yanar ve bu da geceleyin mistik bir atmosfer yaratır.

Patara Antik Kenti

Patara Antik Kenti

Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Patara, tarihi Likya Birliği’nin başkenti olarak bilinir. Patara Plajı ile ünlü olan bu bölge, aynı zamanda önemli bir arkeolojik alanı barındırır. Patara Antik Kenti, Roma İmparatorluğu döneminden kalma muazzam anıtsal yapıları ile tanınır.

Kentin simgelerinden biri olan ve denize paralel uzanan 12 kilometrelik kumsal, caretta caretta kaplumbağalarının üreme alanı olarak korunmaktadır. Patara, aynı zamanda Noel Baba olarak bilinen Aziz Nikolas’ın doğum yeri olmasıyla da dikkat çekmektedir.

Vazelon Manastırı

Vazelon Manastırı

Trabzon’un Maçka ilçesinde bulunan Vazelon Manastırı, doğal güzelliklerle çevrili saklı bir cennettir. MS 270 yılında kurulan bu manastır, bölgenin en eski manastırlarından biridir. Manastır, tarih boyunca birçok kez onarılmış olup, Bizans mimarisinin özelliklerini taşımaktadır. Çevresindeki yoğun ormanlarla kaplı alan, trekking ve doğa yürüyüşü yapmak isteyenler için ideal bir rota sunar.

Sümela Manastırı

Sümela Manastırı

Trabzon’un Maçka ilçesinde, Altındere Vadisi’nde yer alan Sümela Manastırı, karşısındaki dağın eteklerine inşa edilmiş, adeta gökyüzüne meydan okuyan bir yapıdır.

MS 386 yılında inşa edilen manastır, Yunan Ortodoks kültürünün en önemli simgelerinden biridir. Manastırın fresklerle süslü duvarları, dini temaları ve tarihi sahneleri canlandıran sanat eserlerini içerir. Sümela Manastırı, mistik atmosferi ve eşsiz manzarası ile ziyaretçilerine adeta zaman yolculuğu yaşatır.

St. Pierre Kilisesi (Aziz Petrus Kilisesi)

St. Pierre Kilisesi (Aziz Petrus Kilisesi)

Hatay’ın Antakya ilçesinde yer alan St. Pierre Kilisesi, dünyanın en eski Hristiyan mabedlerinden biri olarak kabul edilir. MS 13 yüzyılda bir mağara içerisinde kurulan bu kilise, Hristiyanlık tarihinde büyük bir öneme sahiptir; çünkü Aziz Petrus’un burada ilk dini ayinleri gerçekleştirdiği düşünülmektedir.

Kilise, 1963 yılında Papa VI. Paulus tarafından hac yeri olarak ilan edilmiştir. Yapının içinde bulunan freskler ve dini ikonlar, ziyaretçilere erken Hristiyan sanatı hakkında bilgi verirken, bu tarihi alanın mistik atmosferi ise ziyaretçileri adeta büyüler.

Cennet Cehennem Mağaraları

Cennet Cehennem Mağaraları

Mersin’in Silifke ilçesinde bulunan Cennet ve Cehennem Mağaraları, mitolojik hikayeleri ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken iki büyük çökük alanıdır. Cennet Mağarası, geniş bir açıklığa sahip olup içerisinde küçük bir kilise yer alırken; Cehennem Mağarası daha dar bir girişe sahip ve içerisine inmek için dik bir merdiven kullanılır. Bu mağaralar, eski çağlarda dini ritüeller için kullanılmış ve halk arasında pek çok efsaneye konu olmuştur. Ziyaretçiler, bu eşsiz doğa harikasını keşfederken, bölgenin zengin tarihini ve mitolojisini de öğrenebilirler.

Hattuşaş

Hattuşaş

Çorum’un Boğazkale ilçesinde yer alan Hattuşaş, Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olarak bilinir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu antik şehir, Hititlerin dini ve idari merkezi olmuş ve birçok önemli anlaşmanın imzalandığı yer olarak tarih sahnesindeki yerini almıştır.

Hattuşaş’ta, büyüleyici aslanlı kapılar, kraliyet sarayının kalıntıları ve Yerkapı gibi etkileyici yapılar ziyaretçileri beklemektedir. Bu antik kent, eski çağlardaki siyasi ve dini yaşamı anlamak için eşsiz bir fırsat sunar.

Yalıboyu Evleri

Yalıboyu Evleri

Amasya’nın Yeşilırmak nehri boyunca sıralanan Yalıboyu Evleri, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden birini sergiler.

Bu tarihi evler, ahşap işçiliği, cumbalı yapısı ve sıra dışı mimarisi ile dikkat çeker. Yalıboyu Evleri, Amasya’nın tarih boyunca sahip olduğu idari ve kültürel önemin bir yansımasıdır. Nehir kenarında yer alan bu evler, şehrin simgesel görüntülerinden biri olup, Amasya’nın zengin tarihini ve kültürel dokusunu ziyaretçilere aktarır.

Zilkale

Zilkale

Rize’nin Çamlıhemşin ilçesinde, Fırtına Vadisi’nin etkileyici manzaraları arasında yer alan Zilkale, bölgenin en önemli tarihi yapılarından biridir. 14. yüzyılda inşa edilen bu kale, hem savunma amaçlı kullanılmış hem de bölgedeki ticaret yollarının kontrol noktası olarak hizmet vermiştir.

Kale, dik yamaçlar üzerinde konumlanmış olup, etrafındaki yemyeşil doğa ile bütünleşerek büyüleyici bir görüntü oluşturur. Zilkale’yi ziyaret edenler, hem tarihi yapıyı keşfederken hem de doğa yürüyüşleri yaparak bölgenin doğal güzelliklerini yaşayabilirler.

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop Tarihi Cezaevi

Sinop merkezinde yer alan Sinop Tarihi Cezaevi, Osmanlı İmparatorluğu döneminden kalma bir yapı olup, 1568 yılında inşa edilmiştir. Uzun yıllar boyunca cezaevi olarak kullanılan bu tarihi yapı, günümüzde müze olarak hizmet vermektedir.

Cezaevi, Türkiye’nin en ünlü siyasi mahkumlarını ağırlamış olup, ziyaretçilere dönemin zorlu yaşam koşullarını ve tarihini aktarır. Sinop Tarihi Cezaevi, deniz kenarında, eski bir kale içerisinde yer alır ve ziyaretçilere etkileyici manzaralar sunar.

Çatalhöyük Neolitik Kenti

Çatalhöyük Neolitik Kenti

Konya’nın Çumra ilçesi yakınlarında bulunan Çatalhöyük, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olarak kabul edilmekte ve Neolitik Çağ’a ait önemli bilgiler sunmaktadır. Bu arkeolojik sit alanı, yaklaşık 9.000 yıl öncesine tarihlenen ve oldukça iyi korunmuş ev kalıntılarına ev sahipliği yapar.

Çatalhöyük, o dönemdeki insanların yaşam tarzları, sosyal yapıları ve sanatsal faaliyetleri hakkında eşsiz bilgiler verir. Alan, duvar resimleri, heykeller ve diğer eserlerle zenginleştirilmiş olup, tarih öncesi dönemlerdeki insan hayatına ışık tutar.

Halfeti

Halfeti

Şanlıurfa’nın büyüleyici ilçesi Halfeti, Birecik Baraj Gölü’nün suları altında kalmış eski bir kentten ibarettir. Yarı sular altında kalan bu tarihi yerleşim yeri, “batık şehir” olarak da anılmakta ve ziyaretçilere eşsiz bir görsel şölen sunmaktadır.

Halfeti’nin simgesi olan ve sadece bu bölgede yetişen siyah gülleri ise görenleri hayrete düşürür. Geleneksel taş evleri, dar sokakları ve tarihi yapıları ile zengin bir kültürel mirasa sahip olan Halfeti, tekne turlarıyla keşfedilmeyi bekleyen saklı bir cennettir.

Göbeklitepe Ören Yeri

Göbeklitepe Ören Yeri

Göbeklitepe, Şanlıurfa’da bulunan ve tarih öncesi dönemlere ait bir tapınak kompleksini içeren bir arkeolojik sit alanıdır. M.Ö. 10.000 yıllarına tarihlenen bu yapı, bilinen en eski dini yapı kompleksi olarak kabul edilir ve bu özelliğiyle dünya tarihindeki inanç sistemlerini anlamamızda çığır açmıştır.

Göbeklitepe’de bulunan T biçimli taş sütunlar ve üzerlerindeki hayvan ve sembol kabartmaları, dönemin sanatını ve dini ritüellerini yansıtır. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe, insanlık tarihinin yeniden yazılmasına neden olmuş bir keşiftir.

Akdamar Kilisesi

Akdamar Kilisesi

Van Gölü içerisindeki Akdamar Adası’nda bulunan Akdamar Kilisesi (Akdamar Surp Haç Kilisesi), Anadolu’daki Ermeni sanatının en önemli eserlerinden biridir.

10. yüzyılda inşa edilen bu kilise, dış cephelerinde bulunan detaylı taş oymaları ile ünlüdür. Bu kabartmalar, çeşitli hayvan figürleri ve dini sahneleri gösterir. Kilisenin etkileyici mimarisi ve sanatsal detayları, ziyaretçilere Orta Çağ Ermeni mimarisinin zenginliğini ve inceliğini sergiler.

Çifte Minareli Medrese

Çifte Minareli Medrese

Erzurum’daki Çifte Minareli Medrese, Anadolu Selçuklu mimarisinin en görkemli örneklerinden biri olarak göze çarpar. 13. yüzyılda inşa edilen bu yapı, adını aldığı iki minaresi ile ünlüdür.

Medresenin detaylı taş işçiliği ve zarif mimarisi, dönemin sanat ve mimari anlayışını yansıtır. Özellikle portal bölümündeki süslemeler ve Kufi yazıtlar, Selçuklu dönemi taş işçiliğinin en güzel örneklerinden sayılır.

Sagalassos Antik Kenti

Sagalassos Antik Kenti

Burdur’un Ağlasun ilçesi yakınlarında yer alan Sagalassos, Helenistik ve Roma dönemlerine ait bir antik kenttir. Zengin su kaynakları ve verimli topraklarıyla bilinen bu bölge, antik çağlarda önemli bir yerleşim merkeziydi.

Sagalassos’ta yapılan kazılar, etkileyici çeşme yapıları, tiyatro, pazar yeri ve diğer kamu binalarını gün yüzüne çıkarmıştır. Özellikle Antoninler Çeşmesi, kentin simgelerinden biri olarak dikkat çeker. Bu antik şehir, geçmiş uygarlıkların yaşam biçimlerini ve mimari yapılarını keşfetmek için ideal bir yerdir.

İnsuyu Mağarası

İnsuyu Mağarası

Burdur’da yer alan İnsuyu Mağarası, Türkiye’nin ilk turizme açılan mağarası olma özelliğini taşır. 1965 yılında ziyarete açılan mağara, içerisindeki on bir gölü ve geniş salonlarıyla bilinir. Mağaranın toplam uzunluğu 597 metre olup, içerisindeki sarkıt ve dikitler, ziyaretçilere doğal bir sanat galerisi sunar.

İnsuyu Mağarası aynı zamanda, içerisinde bulunan suyun sağlık için yararlı olduğuna inanılan mineraller açısından zengin olduğu bilinmektedir. Bu özelliğiyle, mağara hem bir doğa harikası hem de bir sağlık merkezi olarak ziyaretçilerini ağırlamaktadır.

Letoon Antik Kenti

Letoon Antik Kenti

Muğla’nın Fethiye ilçesi yakınlarındaki Letoon, eski Likya uygarlığının dini merkezi olarak bilinir. UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan bu antik kent, tanrıça Leto’ya adanmış tapınaklar kompleksi ile ünlüdür. Letoon’da, Leto, Apollon ve Artemis’e adanmış üç ana tapınak bulunmaktadır.

Bu tapınaklar, Likya halkının dini inançlarını ve mimari tarzını yansıtan önemli yapılar arasındadır. Antik tiyatro ve diğer kamu binalarının kalıntıları da ziyaretçilere, Likya uygarlığının sosyal ve kültürel yaşamı hakkında bilgiler sunar.

Safranbolu Evleri

Safranbolu Evleri

Karabük’ün Safranbolu ilçesi, Osmanlı döneminden kalma iyi korunmuş yapılarıyla ünlüdür ve “en iyi korunan 20 kent” arasında yer alır. Bu tarihi evler, Safranbolu’nun UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmesini sağlamıştır.

Safranbolu evleri, tipik Osmanlı kentsel mimarisini yansıtan cumbalı yapıları, ahşap işçilikleri ve otantik taş sokakları ile ziyaretçilerini geçmişe götürür. Evlerin birçoğu şimdi müze, otel ve restoran olarak hizmet vermektedir, böylece ziyaretçiler bu tarihi atmosferin tadını çıkarabilirler.

Bandırma Vapuru

Bandırma Vapuru

Bandırma Vapuru, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Millî Mücadele’yi başlattığı gemidir. Gemi, günümüzde Samsun’daki Bandırma Vapuru Müzesi’nde sergilenmektedir ve tarihi bir simge olarak önem taşır.

Ziyaretçiler, geminin iç kısmında döneme ait eşyaları, fotoğrafları ve dökümanları görme fırsatı bulabilirler. Bandırma Vapuru, Türk bağımsızlık hareketinin ve Atatürk’ün liderliğinin anlaşılması açısından kritik bir rol oynamaktadır.

Santa Harabeleri

Santa Harabeleri

Gümüşhane’nin Dumanlı köyü yakınlarında bulunan Santa Harabeleri, eski bir Rum köyü olan Santa’nın kalıntılarıdır. Bu harabeler, zorlu coğrafi koşullar nedeniyle terk edilmiş ve zamanla doğal bir müzeye dönüşmüştür. Dağ yamaçlarına kurulu olan köyün taş evleri ve kiliseleri, ziyaretçilere eski bir medeniyetin izlerini sunar. Santa, özellikle doğa yürüyüşü ve fotoğrafçılık tutkunları için keşfedilmeyi bekleyen gizli bir cennettir.

Ani Harabeleri

Ani Harabeleri

Kars’ın yakınlarında, Arpaçay’ın hemen yanında bulunan Ani Harabeleri, bir zamanlar “1001 Kilise Şehri” olarak bilinen ve 10. yüzyılda Bagratuni Krallığı’nın başkenti olan Ani’nin kalıntılarını barındırır. Bu tarihi site, etkileyici kilise, katedral ve sivil mimari yapılarıyla bilinir.

Ani Harabeleri, şehrin zengin geçmişini ve bir zamanlar Ermenistan’ın kültürel ve ticari merkezi olarak olan önemini yansıtan büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Ani, hem arkeolojik değeri hem de çarpıcı doğal manzaraları ile ziyaretçilerini etkilemeye devam eder.

Aslantepe Ören Yeri

Aslantepe Ören Yeri

Malatya’nın 7 km batısında yer alan Aslantepe Ören Yeri, eski bir Hitit kentidir ve Orta Anadolu’nun en önemli arkeolojik sit alanlarından biri olarak kabul edilir. Aslantepe, M.Ö. 5000 yıllarına kadar uzanan zengin bir tarihe sahip olup, özellikle ilk saray yapılarının ve devlet yapılanmasının izlerini taşır. Burada yapılan kazılarda, bronzdan yapılmış silahlar, dini törenlere ait kalıntılar ve büyük saray kompleksinin kalıntıları bulunmuştur. Aslantepe, bu buluntularla, erken devlet oluşum süreçlerine dair önemli bilgiler sunar.

Pertek Kalesi

Pertek Kalesi

Pertek Kalesi, Tunceli’nin Pertek ilçesinde, Keban Baraj Gölü’nün kıyısında yer alır. Kale, özellikle Urartular dönemine tarihlenen tarihi yapılarla çevrilidir ve bir zamanlar bölgenin savunma amaçlı önemli bir noktasıydı. Kale, günümüzde yalnızca tekneyle ulaşılabilen bir adacık üzerinde yer alır ve bu izole konumu, ziyaretçilere eşsiz bir doğal güzellik ve tarih karışımı sunar.

Gordion Antik Kenti

Gordion Antik Kenti

Ankara’nın Polatlı ilçesinde yer alan Gordion, Frigya uygarlığının başkenti olarak bilinir ve tarihte Kral Midas’la özdeşleşmiştir. Gordion Antik Kenti, ünlü Gordion Düğümü’nün çözüldüğü yer olarak mitolojik öneme sahiptir.

Arkeolojik kazılar, buradaki zengin mezar höyükleri (tümülüs) ve yerleşim yerlerini gün yüzüne çıkarmıştır. Ziyaretçiler, Gordion Müzesi’nde sergilenen eserleri inceleyerek Frig kültürü ve sanatı hakkında bilgi edinebilirler.

İnce Minareli Medrese

İnce Minareli Medrese

Konya’da Selçuklu döneminden kalma bir eğitim kurumu olan İnce Minareli Medrese, adını aldığı ince ve uzun minaresiyle dikkat çeker. 1264 yılında inşa edilen bu yapı, dönemin karakteristik taş işçiliği ve süslü mimarisi ile ünlüdür. Günümüzde Taş ve Ahşap Eserler Müzesi olarak hizmet veren medrese, Selçuklu sanatının ve mimarisinin nadide örneklerini barındırır.

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Kaymaklı Yeraltı Şehri

Nevşehir’in Kaymaklı kasabasında bulunan Kaymaklı Yeraltı Şehri, Kapadokya bölgesinin en büyük yer altı şehirlerinden biridir. Bu geniş yer altı kompleksi, bir zamanlar binlerce insanın sığabileceği kadar büyüktür ve derinlikleri 8 kattan fazla olan bölümlere sahiptir. Eski halk, düşman saldırılarından korunmak için bu yer altı şehirlerini kullanmıştır. Dar koridorlar, geniş yaşam alanları ve havalandırma şaftları, bu kompleksin ziyaretçilere sunduğu etkileyici özellikler arasındadır.

Yazılıkaya

Yazılıkaya

Eskişehir’in Yazılıkaya köyü yakınlarında bulunan ve aynı adı taşıyan Yazılıkaya, Frigyalıların kutsal bir alanı olarak kullanılmıştır. Bu alan, kayalara oyulmuş kabartmalar ve yazıtlar içerir. Kabartmalarda tanrılar, tanrıçalar ve mitolojik yaratıklar tasvir edilmiştir ve bu tasvirler, Frig dini inançları ve sanat anlayışı hakkında bilgiler verir. Yazılıkaya, hem doğal hem de tarihi güzellikleriyle ziyaretçilerine benzersiz bir deneyim sunar.

Türkiye’nin tarihi güzellikleri, dünya çapında eşsizdir ve her biri, ziyaretçilere tarihin tozlu sayfalarını aralamak için bir fırsat sunar. Bu büyüleyici yerleri ziyaret ederek, geçmişin izlerini takip edebilir ve Anadolu’nun zengin kültürel mirasını deneyimleyebilirsiniz.

Unutmayın, bu tarihi güzellikler sadece görülecek yerler değil, aynı zamanda gelecek nesillere aktarılması gereken değerli kültürel hazinelerdir. Gidelimmi.com üzerinden daha fazla bilgi ve seyahat ipucu için bizimle bağlantıda kalın ve bu eşsiz serüvene katılın.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu