Gezilecek Yerlerİstanbul

İstanbul’un Heybeti: Galata Kulesinin Hikayesi

Dünya’nın en eski tarihine sahip kulelerinden birisi olan ve İstanbul’da ”Aşk”ın simgesi haline gelen galata kulesi 2013 yılına gelindiği tarihte önemini tescillemek adına UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi içerisine dahil edildi. İstanbul’un siluetini oluşturan ve görenleri heybeti ile de büyüleyen galata kulesi uzun bir dönem boyunca yangın gözetleme kulesi olarak kullanıldı.

İstanbul’un biricik yapılarından birisi olan galata kulesi kimi zaman hayal gücünün kullanılarak oluşturulduğu hikayeleri ile kimi zaman da tarihi belgeler ile kanıtlanmış olan hikayeleri ile epeyi bir meşhur yerlerden birisidir.

Efsaneye göre Galata Kulesi ile Kız Kulesi birbirine aşık olan iki kuledir. Ancak iki sevgilinin arasında bulunan ve onların kavuşmasını engelleyen İstanbul Boğaz’ı vardır. Bu nedenle galata kulesi aşkını mektuplara döker ve yıllarca Kız Kulesi’ne olan aşkını bu şekilde kağıtlara yazar.

Efsane devam ederken Hazarfen Ahmet Çelebi‘de uçma hayallerini gerçekleştirmek adına kuleye çıktığında Galata Kulesi onun kulağına Kız Kulesine duyduğu aşkı fısıldar ve mektupları kendisine verir.

İstanbul’un da üflediği rüzgarı arkasına almakta kararlı olan Hezarfen Ahmet Çelebi, mektupları sahibine yani Kız Kulesi’ne ulaştırır. Aşkının karşılıklı olduğunu ve platonik olmadığını anlayan Kız Kulesi sevinçten delirir ve böylece bu iki aşık İstanbul’un en güzel ve en görkemli manzarasını oluşturur.

Çok fazla hikayeye ev sahipliği yapan galata kulesi için dillerden dillere dolanan diğer bir hikaye ise, İhsan Oktay Anar tarafından yazılan Puslu Kıtalar Atlas’ında geçer. Kitapta İstanbul’a ilk kez ayak basan denizci Cenevizlilere, ak bir martının karanlıkta yol gösterdiği anlatılır.

Bu ak martıyı Hz. İsa ile özdeşleştiren Cenevizliler onu yuvasına gelene değin takip eder ve onu pişirerek yerler. Ak martının yuvasının bulunduğu yere de onu anmak ve hatırasını devam ettirebilmek için Galata Kulesi’ni inşa ederler.

Bir diğer galata kulesi hikayesi ise; rivayete göre Romalılar tarafından inanılan bu hikayede bir erkek ile bir kadın ilk kez galata kulesi üzerine çıkarlarsa evlenecektirler. Ancak eğer taraflardan birisi diğerinden önce kuleye çıktıysa bu büyü bozulur ve evlilik gerçekleşmezmiş.

Eğer kuleye beraber çıkacak olan çiftin kaderinde evlenmek yoksa kuleye çıkacakları sırada muhakkak bir engel önlerine çıkarak kuleye çıkmalarına mani olurmuş. Kısacası galata kulesi bir ömür beraber olmayacak olan çiftler için engeller bulurmuş.

Galata Kulesi

Galata Kulesi Nerede?

İstanbul’un Karaköy ilçesinin üst kısmında. Beyoğlu’nun Galata semti içerisinde yer alan galata kulesi İstiklal Caddesi üzerinden beş dakika yürüme mesafesinde bulunuyor.

Galata Kulesine Nasıl Gidilir?

İstanbul’da ikamet edenler için Yenikapı-Hacıosman metro hattı üzerinden Şişhane durağında inilerek İstiklal Caddesi üzerinden yürüyüş mesafesi ile beş dakikada ulaşılabilen galata kulesi Anadolu yakasından gelmek isteyenler için ise, Karaköy vapuru ile kolaylıkla ulaşım mesafesindedir.

Kuleye Neden “Galata” İsmi Verildi?

İstanbul’un en gözde kulelerinden olan galata kulesine ”Galata” isminin verilmesinin de çeşitli hikayeleri bulunur. İsmini bulunduğu muhit olan Galata’dan alan kulenin adının nereden geldiğine dair çeşitli rivayetler bulunmaktadır.

Evliya Çelebi tarafından yazılan ve İstanbul hakkında çeşitli bilgilerin yer aldığı Seyahatname isimli eserinde Galata taraflarının o dönemlerde çayırlık ve köylerle çevrili olduğu bilindiğinden bölge içerisinde yaşayanlar Galata’da hayvanlarını otlamaya çıkarır ve onlardan elde ettikleri sütleri krala sunarlarmış. Bu sütün lezzeti nedeni ile de zamanında bölge içerisinde Yunanca’da süt dendiği söylenebilen Galata ismi ile anılırmış.

Cenevizliler tarafından ise ”Calata” yani Ceneviz lehçesinde merdiven anlamına gelen kelimeden Galata adını aldığı anlatılır. Sokakları merdivenlerden oluşarak yukarı çıkılan galata kulesi bu nedenle Galata ismi ile anılır.

Kuleye Neden “Galata” İsmi Verildi?

Galata Kulesini Kim Yaptırdı?

İlk olarak galata kulesi dönemin Bizans İmparatoru olan Justinianos tarafından MS 507-508 yılları arasında inşa edilmiştir. Günümüzde şu anki hali ile bulunan Galata Kulesi’ni ise, 1348-1349 yıllarında Cenevizliler yeniden restore ederek inşa etmiştir.

Boyu günümüzdeki boyutuna gelene değin geliştirilmeye çalışılan kule 1445-1446 yıllarında yükseltilerek daha da uzatılmıştır. 1500’lü yıllara gelindiğinde ise, büyük bir deprem sonrası gördüğü zarardan sonra Mimar Murad bin Hayreddin tarafından onarım görmüştür.

III. Selim döneminde galata kulesi tekrar bir onarım sürecinden geçirilerek kule kısmına bir cumba eklenir. 1831’de galata kulesi gördüğü bir yangın sonrasında iki kat daha yükseltilerek külah biçiminde olan ve şu anki halinde görünen ünlü dam örtüsü ile kule üzeri kapatılır.

Galat Kulesi Tarihine Kısa Bir Bakış

Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilen galata kulesi, Galata semtinin Ceneviz kolonisine ait olduğu dönemde Cenevizliler tarafından Galata surlarının bir parçası ve devamı olarak inşa edilmiştir.

Osmanlı döneminde bir süre zindan olarakta kullanılan Galata Kulesi daha sonrasında yangın gözetleme kulesi olarak kullanılır. Zaman içerisinde birçok kez deprem ve yangınlar nedeni ile tahribat gören kule daha sonra Osmanlı döneminde birkaç kez tadilat görür.

Hazarfen Ahmet Çelebi Meselesi

Dünya’da ilk kez uçmayı başaran Türk bilginlerinden birisi olan Hazarfen Ahmet Çelebi, 1623-1640 yılları arasında uçma tasarısını gerçekleştirdiği için halk tarafından ”Hazarfen” olarak adlandırıldı. Kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuş denemesinden önce tahtadan kanatlarının dayanma derecesini test etmek amacı ile Okmeydanı’nda deneyler yapmış ve bir sabah saati İstanbul halkının gözleri önünde Galata Kulesi’nden kendisini bırakarak kanatları ile boğazı aşmıştır.

Hazarfen Ahmet Çelebi Meselesi

Galata Kulesinin Mimarisi

Yığma moloz ve taş örgü sistem kullanılarak inşa edilen galata kulesi, dış cephesinde taş örgü kullanılarak yapılmıştır. Girişinde bulunan kitabede II. Mahmut döneminde yazıldığı bilinen ve ona ithafen yazıldığı düşünülen 16 mısralık bir methiye bulunur.

Kapısının üzerinde yer alan yuvarlak kemerli pencere o dönemde askerlerin gözetleme yeri olarak kullanılırdı. Yüksek giriş katlı yapı kısmından sonra 9 katı bulunur. Silindirik gövdesi üzerinde yer alan pencereler tuğladan örülmüş yuvarlak kemerlidir.

Külah kubbenin altında metal süslemeli şebekeli seyir balkonu yer alırken, alt kısımda ise derin nişlerden oluşan ve payelere oturan bir yuvarlak kemerli pencereler bulunur. Bugün değerlendirildiğinde yapının ilk üç katının Ceneviz, diğer katlarının ise tamamen Osmanlı karakterinden izler taşıdığı görülür.

Galata Kulesi Efsanesi

Aşıklar için anlam taşıyan bir efsaneye sahip olan galata kulesi bilinenin üzerine Kız Kulesi’ne aşıktır. Ancak aralarında bulunan ve onların kavuşmasını engelleyen İstanbul Boğaz’ı nedeni ile kavuşamazlar.

Galata Kulesi yıllarca Kız Kulesi’ne olan aşkını mektuplara döker ve ona olan aşkını mektuplara yazar. Hazarfen Ahmet Çelebi galata kulesi üzerine çıktığı sırada ise kule onun kulağına Kız Kulesi’ne olan aşkını fısıldar. İstanbul’un üflemiş olduğu rüzgarı arkasına alarak uçan Hazarfen mektupları Kız Kulesi’ne ulaştırır.

Platonik olarak aşık olmadığını ve aşkının bir karşılığının olduğuna sevinen Kız Kulesi sevinçten havalara uçar ve ikisinin birbirine duyduğu derin aşkta böylelikle İstanbul’un en güzel manzarasını oluşturarak aşklara şahitlik eder.

Galata Kulesi Efsanesi

Galata Kulesi’nin Özellikleri

Yerden çatısının ucuna kadar olan yüksekliği 69,90 metre olan galata kulesi, dış duvar çeperleri hesaplandığında 3,75 metre iken yuvarlağının iç çapı ise 8,95 metredir. Kule ağırlığı yaklaşık olarak tartılacak gibi düşünüldüğünde 10 bin yon geleceği tahmin edilir. Orta boşluk kısmı bodrum zamanında kullanıldığında zindan olarak tasarlanan bölümdür. Kule tarihi boyunca bazı dönemler zindan olarak kullanılmıştır.

Galata Surlarının Hikayesi

Surlarının da meşhur olduğu ve ”Hristos Surları” olarakta bilinen Galata Surlarından üçü kara bir tanesi ise deniz tarafındandır. Galata Bölgesi’ne eskiden giriş çıkışlar iki ayrı yerden yapılırdı. Bu bölümlerden dokuz tanesinin deniz tarafından olması nedeni ile Galata’nın bir liman kenti olduğu düşünülürdü. Baştan sona toplamda 14 kilometre olarak hesaplanan Galata Surları 10 ila 12 metre yüksekliğe sahiptir.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu